kişiselleştirme diyerek sırt çevirmişti adam. tuhaf, ilk defa ısrar ediyordu kadın. yine yüz çevirmişlerdi, ama üstüne gidiyordu. kaçan kovalanırdı… zannediyordu ki adam, kadın fanatik hayran… ya da boyna kendisini eleştiren, dır dır eden, ilgi hasreti biri. bunu söylese adama, adam kahkahalarla gülecekti belki. "sende ışık gördüm…" oysa kadın sadece zihnine meydan okunmasına hasretti. sanmıştı ki dengi vardı karşısında, ömrü boyunca hasretini çektiği, ona yol gösterecek bir üstat. ama bunu ifade edememişti adama net bir şekilde. belki de bu adamın yolu, nihayet arzuladığı aidiyeti getirecekti. masal dünyası gibi bir şeydi. kesinlikle bir tarikattı. üstelik inanç üzerinden yol almayan bir tarikat. olabilir. körü körüne kimseyi takip etmemişti şimdiye değin. ama bu adamda anlayamadığı bir çekim vardı. şehvet değildi bu. inancı bile bilmeyen bir adamdan amma da üstat olurdu ya. mürşit - mürit ilişkisinde teslimiyet esastı, teslim olacaktı kadın. derisini yüz...