minik

tam masadan kalkacağım, o minik çenesini dayıyor ayağıma, o yumuşak tüylü çenesini. bir sıcaklık yayılıyor ayağıma. mıhlanıp kalıyorum. 

tüy gibi hafif dayıyor çenesini. ayağımı incitmekten korkar gibi.  
neredeyse her masaya oturuşumda dayıyor burnunu ayağıma, ve her defasında kala kalıyorum. 

biliyor sanki. masadan kalkarsam, gideceğim. nereye gittiğim önemli değil, ondan uzağa bir yön olacak bu.  
masanın altından yüzünü görmesem de sadakatle bakan minik koyu kahverengi gözlerini görür gibiyim. 
eğilip bakmıyorum. heyecanlanacak öyle yaparsam. ya da minik kafasını kaldıracak hemen, beklentiyle gözlerini gözlerime gömecek. 

hiç fark etmemiş gibi hareketsiz oturuyorum. nefes bile almıyorum neredeyse. 

gözlerimi kapatıyorum. 
sessizlik. 

dışarıdan arabalar geçiyor homurtuyla. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

senden içe

yıllarca