düşmüş melek I
I "ben miyim o?" incecik bir ses büyük karanlık odanın içinde tınlamıştı. boşluğa düşmüş bir sesti bu, dursuz duraksız da düşmeye mahkumdu, sonsuz boşluğun içinde. gözlerini kapadı, bir yanıtın gelmesini beklemiyordu. gelme olasılığı dahi dehşete düşürüyordu. "insanlığın binlerce yıldır aklını çelmiş, adına inanılmaz efsanelerin ve kitapların yazıldığı, herkesin korkulu rüyası, kötülüklerin baştan çıkarıcı efendisi, yaradana arszıca meydan okumuş veli nimet bilmez densiz ben miyim?" kimsenin duymadığı bu soruyu, içinden çığlıklar atarak sormuştu. yanıtsız kalmasını diledi. yanıt gelseydi, ne yapardı? bir yandan da bir yanıt gelsin istiyordu. hala çıldırmadığını, yaşadıklarının gerçek olduğunu bildirecek herhangi bir şey. tutunmak istiyordu o gelecek yanıta. "insanlığı binlerce yıldır baştan çıkarmış, tanrı'ya pabucunu ters giydirmiş, değişimin devrimle başladığını var oluşun öncesinde görmüş yegane deha da diyebilirsin" diye inledi başka...