şimşeklerin çaktığında daha çok sevdalandım yağmuruna
anlatmak istedikçe seni, kendi içimdeki boşluklarda boğuluyorum. anlıyorum artık, hep suretlerini sevmişim, sevmeyi öğrendiğimi sandığımdan beri, suretlerinle avunmuşum, aradığım senmişsin halbuki bunca yıldır. hayal gücüm seni hayal etmeye yetseydi, aynen olduğun gibi hayal ederdim. ne eksik ne fazla. tüm kusurların ve korkularınla. yüzünün, bedenin, ruhunun her ayrıntısını bir tanrı özeniyle yerleştirir, daha yaratmadan, aşka düşerdim senle. hele ki kızgınlıkla gözlerinde çakan şimşeklere baktığımda, sahip olsam, otuz ömrümün her birini ayrı ayrı kurban ederdim yoluna. öncesinde kendimi bilmez bir halde, berduşmuşum. seni bilmeden evvel, kendimi de bilmez bir haldeymişim. ve bir tanrı aymazlığıyla debeleniyorum bilinmezliklerde şimdi. vakitsizce kaçtığından belki de bu debelenişim. acele ettin. biraz daha kalabilirdin. söyleşmeli, sözleşmeli, daha çok konuşulmalıydı. aşığın maşuğuna doyumu olmaz ya! sadece bunca sene ayrılığın bir parça tesellisini bulmak isterdi gönül. kalsay...